19 Ekim 2015 Pazartesi

DÜŞME

Bu gün dinlemesini de, okumasını da çok sevdiğim İbrahim Dizlek’e ait Düşme şiirini sizinle paylaşmak istedim. Bu şiiri ne zaman okusam, beni alır götürür, uzun uzun düşünmeme sebeb olur. Şair, dün de ,bugün de, kesinlikle yarın da geçerli, bir konuyu derinlemesine ve yüreğimize dokunurcasına yazmış. İnsanoğlunun kula kul olmaması gerektiğini, eğer kula kul olursa, düşeceği durumu da, bir şair, bir şiir edebiyatı içerisinde ancak bu kadar net anlatılabilir, ancak bu kadar manidar bir şekilde insanın içerisine işleyebilirdi. İbrahim Dizlek’in o kaca yüreğine sağlık, o kalemi tutan eli dert görmesin.
Belki İbrahim Dizlek kim diye aklınıza bir soru gelmiştir, size kısaca İbrahim Dizlek’i tanıtıp, hemen sonrasın da, o yazımıza konu olan manidar şiirini paylaşayım, sağlıkcakla kalın, dostaca kalın, sizin dostluğunuzu hak edenlerle kalın.
İbrahim DİZLEK,
İbrahim Dizlek, 10.04.1973 yılında Kahramanmaraş Küpelikız köyünde doğdu. İlköğretimini küpelikız köyünde, ortaöğretimini Kahramanmaraş Sütçü İmam Lisesinde tamamladı.
Lise yıllarında şiir yazmaya başladı. Şiirleri ve besteleri bir çok sanatçı tarafındanokundu. Sanat’a ve spor’a olan düşkünlüğü lise yıllarında başladı.
Belli bir dönem, futbol hakemliği de yaptı. Aynı zamanda tiyatroya büyük bir ilgisi vardır. Bazı oyunlarda yer aldı. İbrahim Dizlek aynı zamanda, uyuşturucuköpekleri yetiştirme konusunda eğitim aldı ve bu dalda başarılar gösterdi.
Hala bir kamu kuruluşunda memur olarak görev yapmaktadır…
Düşme!
Düşersen, bağımsızlığını ilan eder dostların,
Görüş günlerin yasaklanır, gelenin gidenin olmaz.
Bayram eder düşmanların, düşme!
Düşünce, bütün düşüncelerin değişir hayata dair.
Dostluk, arkadaşlık, aşk… yeniden şekillenir beyninde, düşme!
Hayatın ve dostların vefasızlığını görünce yaralanır duyguların en derinden, düşme!
Düştün mü ilk önce güvendiklerin vurur sırtından.
Kimse bakmaz yüzüne, işe yaramaz adam olursun.
Bir bir uzaklaşır dostların senden.
Tutacak dal bulamaz yorulursun, düşme!
Düştün mü isyan edersin yaşadığın hayata,
Gözyaşlarını dökersin her gece yastığa.
Yılanın ne kadar masum, kurdun suçsuz,
Çakalın çakal olmadığını anlarsın iki yüzlü insanları görünce, düşme!
Düşme,
Düşünce sahili olmayan bir deniz olur koca dünya.
Sığınacak bir liman bulamaz, kaybolursun.
İki yüzlü düzenbazlar hüküm sürerken, sen kederinden kahrolursun.
Düşme! Düştün mü baş ucunda bir tek anan olur, gerisi yalan olur.
“İmdat!” demeye engel olur gururun düşme!
Kalıbı beş para etmez adamın söylediği sözden yaralanır onurun, düşme!
Düşersen maziye dalar gider gözlerin, yazılmamış hikayeni okursun.
Düğümlenir boğazında kelimeler, kederinden kahrolursun düşme!
Haddini de hesabını da bileceksin bugünlerde;
Yoksa farkın kalmaz bu yolda gelip gidenlerle.
Seni üzenleri hayatından sileceksin gerekirse, düşme!
En iyisi mi bir kurşun hayatın orta yerine, barut izleri kalsın ellerinde;
Ama sakın, düşme!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder