29 Ekim 2015 Perşembe

KİMSESİZ SOKAKLAR

Kimsesiz sokakları bilirmisiniz? Onların etrafında ışıl ışıl mağzalar, müzik yayını yapan dükkanlar, avm’ler yoktur. Onlar adından da anlaşıldığı gibi, kimsesizdirler. Şunu da belirtmek isterim, o sokaklar da pahalı, lüks arabalar da bulamasınız, kenara çekilmiş üç beş tane, fazla değil, ya klasik, ya da artık klasik sayılabilecek arabalar park edilmiştir. Arnavut kaldırımlarına sahip bu sokakların havasını, içine derinlemesine çekebilenler için ayrı bir duygusu vardır.
Üzerlerindeki aydınlatması, bildiğimiz sokak lambasıdır. Kaldırımları çok güzel sesler çıkarır yağmur yağdığı zaman, size bir şeyler söylemek ister. Hep puslu ve mat gözükür kimsesiz sokaklar, aynı o sakakta yaşayan sakinleri gibi, çünkü o sokakta yaşayanların hayatları da sade, puslu ve mat’tır. Kimsesiz sokaklarda yürümekten hep zevk almışımdır, beni kendime getirir. Geceleri belli belirsiz sesler, evlerde yanan ışıklar, bacalarından çıkan, kömür kokulu dumanlar, nostalji tadında bir duygu yaşatır bana. Hiçbir hareketli, caf caflı sokaklarda bulamayacağınız kadar kedi ve köpek sığınır bu sokaklara, çünkü onlar da kimsesizdir. Sokak onların, onlar da sokağın halinden anlarlar. Bu sokakların sakinleri, onlara bakar, yemek verir, barındırır, bu iyilik karşılığında onlar da gönüllü olarak sokakları ve sakinlerini korur.
Yürürken ayak seslerim bir başka çıkar bu sokaklarda, ürperirim kendi ayak topuğumun çıkardığı sesden, aslında biliyorum, burası daha güvenli, bu sokakların insanları daha samimi. Şöyle ki; bu sokakların insanları diğer cadde kültüründe yetişmiş insanlar gibi sahtekarlık, sahte gülüş, fırıldak bilmez. Belki de böyle oldukları için, kimsesiz sokakların, garip sakinleri olmuşlardır.
Benim bu sokaklarda duyguyu en yoğun yaşadığım havalar, yağmurlu havalardır. Gerçekten, yağmur bile farklı yağar bu sokaklara, sanki size özel musiki sesi gibi gelir yağmurun çıkardığı ses. Büyük caddeler de yaşanılan hengame, koşuşturmadan duyamadığınız o güzelliği, burada doya doya yaşarsınız. Yağmur da dışarı çıkıp, tüm yağmurun sizin üzerinize yağmasını istersiniz. Bazen coşar, bazen de birden hüzünlenirsiniz. Kokusu bile farklıdır kimsesiz sokakların, yağan yağmurla pırıl pırıl olan kesme taşları, yağmur dindiğinde mis gibi toprak kokusu sarar etrafı.
Gündüz etrafta çocuk sesleri doludur, iki taşı birer uca koyar kale yapıp, maç eder erkekler. Anneler, neneler, hem dedikodu yapar, hem örgü örerler sokakta. Kız çocukları da geleneksel sokak oyunları oynar, alavere, dalavere bilmezler. Gençler mi? Onları kendi kardeşleri olmasa da bizim sokağın kızı, bizim bacımızdır kabilinden, bir başka korur onları. Kötü niyet beslemek nedir bilmez kimsesiz sokak insanları, zaten azınlıklardır, herkes birbirini tanır, ancak kötü niyeti olanı da fena benzetirler.
Akşam vakti olduğunda artık, yemek kokularını dışarıdan duyar, koklarsınız, çocuklar okul dönüşü evlerine dağılır, en büyük gürültü ve karmaşası işte budur kimsesiz sokakların. Boş, virane evler vardır, kimse onların yanına gitmez, onlar sokak kedileri ile sokak köpeklerinin meskeni olmuştur artık, hatta bu yıkık, virane evler için sokak sakinleri türlü hurafeler uydurur, işte o evde cin var, peri var gibi. İşte böyledir, kimsesiz sokaklar, kimsesiz sokakların sıcak insanları. Mutlu ve sessiz.
Sağlıcakla kalın, Dostaca kalın, dostluğunuzu hak edenlerle kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder