27 Şubat 2012 Pazartesi

Alman Çoban Köpeği


KARAKTERİ:
Genellikle iş köpekleri olarak kullanılan Alman Çoban Köpekleri, dikkatli, her an tetikte, korkusuz ve heveslidir. Cesur, neşeli, itaatkâr ve öğrenmeye isteklidir. Büyük sadakat ve cesaretleriyle tanınırlar. Sakin bir dost gibidir asla düşmanca davranmaz. Ciddi ve neredeyse bir insan zekasına sahiptirler. Büyük bir öğrenme yetenekleri vardır. Alman Çoban Köpekleri, aileleriyle birlikte olmayı severler ve yabancılara karşı da çok ihtiyatlıdırlar. Bu köpek, ait olduğu insanlarla birlikte olmak ister, çok uzun süre yalnız bırakılmamalıdır. Yalnızca gerekli olduğunda havlarlar. Alman Çoban Köpekleri çok güçlü bir koruma içgüdüsüne sahip olduklarından, yetişkin olduklarında aşırı korumacılıklarının önlenmesi için geniş bir şekilde sosyalleştirilmelidir. Agresif ve insanlara saldırma gibi davranışlar, çoğunlukla kötü yetiştirme, eğitim ve ilgisizliğe bağlıdır. İyi yetiştirilmiş, iyi yönlendirilmiş ve eğitilmiş bir köpek, diğer ev hayvanlarıyla ve ailedeki çocuklarla iyi geçinir. Genç yaşlarda sıkı bir itaat eğitimi almalıdırlar. Alman Çoban Köpeğinizi saygın bir yetiştiriciden satın almanız da oldukça önemlidir. Bazıları çekingen, ürkek ve korkudan ısırmaya yatkın olabilir. Bir yavrunun neslini dikkatlice araştırın. Başarılı ev hayvanları olmaları için bu köpekler, genç yaşta ciddi ve sevgi dolu bir eğitimden geçirilerek sosyalleştirilebilir. Zorlayıcı veya sertlikle verilen eğitimler bu köpeklerde pek başarılı olmaz. Alman Çoban Köpeğinin gerçekten mutlu olması için, hayatta bir görevi olmalıdır. Bu köpek çok zeki olduğundan ve çok çabuk öğrendiğinden, çoban köpeği, bekçi köpeği, polis köpeği olarak ve körlere rehberlik etmekte, araştırma ve kurtarma hizmetlerinde ve de askeri alanlarda kullanılır. Alman Çoban Köpeği, schutzund, izleme, itaat, çeviklik flyball ve ring sporları gibi pek çok köpek etkinliğinde de başarılıdır. Hassas burnu, uyuşturucuların ve davetsiz misafirlerin kokusunu alır ve madenlerde patlama riskine karşı önceden uyarıda bulunabilir veya yerin 4.5 m altındaki borularda oluşan gaz sızıntılarını haber verebilir. Alman Çoban Köpeği, ayrıca popüler bir gösteri ve aile arkadaşıdır.

TARİHÇESİ:
Stephanitz ırkın gelişimini sağlamak için üretim programını "Horand" ve erkek kardeşi "Luchs" ile başlattı.Bu köpekler "Mores Plieningen" ile çiftleştiler."Mores Plieningen"ırkın gelişiminde oldukça pay sahibidir günümüzdeki her Alman Çobanında bu köpeğin kanı olduğu söylenebilir, büyük erkek kardeşinin ise Stuttgart hayvanat bahçesindeki bir kurt olduğu bilinmektedir. Horand'ın meshur oğullarından "Hektor von Schwaben" ikinci sieger olarak tarihe geçti ve ırkın  gelişmesinde önemli bir rol oynadı.Bu köpek kardeşi ile çiftleşerek "Boewulf", "Heinz Von Starkenberg" ve "Pilot3" dünyaya geldi.Fakat akraba arasındaki bu çiftleşmeler bir süre sonra istenmeyen ve orijinalden uzaklaşan yavrular meydana getirmeye başladı.Stephanitz bunu önlemek için akraba olmayan çoban köpekleri "Audifax von Grafrath" ve "Adolo von Graftrath" çiftleşme programına alındı.Stephanitz için bir diğer problem ise ırkın mizacındaki değişiklik ile diş bozuklukları idi ve hemen önlenmesi gerekiyordu.
1925 yılında Stephanitz "Klodo von Boxberg" i Sieger seçti.Klodo diğer köpeklerden derin ve geniş gövdesi,kısa beli,kendine has yürüyüşü ile ayırt edilebiliyordu.Klodo baskın bir erkek olarak yeni Alman Çoban Köpeği'nin habercisi oldu.Klodo daha sonraA.Gilbert (Mareldene Kennels - Hamden Connecticut) tarafından Amerika ya götürüldü ve oğulları ve kızları ile bugünkü kuzey amerika ırkının oluşmasında oldukça pay sahibi oldu.
Stephanitz bu arada Alman Çoban Köpeğinin özeliklerini geliştirmek amacı ile polis kuvvetleri ile işbirliğine girerek iztakip,itaat ve koruma eğitiminii uygulamaya başladı.Bu uygulama bugün "Schutzhund" (Koruma Köpeği) olarak bildiğimiz ve Alman Çoban Köpeği'nin secere alması için gerekli olan test idi ve bu testlerdeki üstün başarısı sonucu Alman Çoban Köpeği kısa sürede polis kuvvetleri ve diğer birimler tarafından beğeni topladı ve sıkça kullanılmaya başlandı.
Daha sonra  bu teste  12 mil dayanıklılık"(AD)"-"B" testi(Jürinin Schutzhund eğitimine köpeği kabul etmeden önce uyguladağı test) kalça çıkığı ve değerlendirmesini içeren "a"(HD Befund Zuerkant) raporu ve köpeğin yetiştirilmesine, soyunun devamına not veren KKL-1(Koerklass)(Üretim  İçin Önerilen) ve KKL-2 (Üretime   Uygun)dereceleri  eklendi ve Schutzhund 3 derecesini alan köpek V-A (Mükemmel Seçim)derecesi ile ödüllendirildi.
Bu arada ırkın başarısını gören ve kendi ülke ırklarını dünya ya tanıtmaya çalışanlar Alman Çoban Köpeği için medya yoluyla bir karalama kampanyası başlattılar ve bu köpeğin kullanılmasını önlemeye çalıştılar.Bu köpek gerçekten güvenilir bekçi,iyi bir çoban köpeği mi ? yoksa çiftlik hayvanlarımızı yiyen ve çocuklarımızı her fırsat bulduğunda ısıran bir canavar mı? gibi sorular ve  asılsız haberler ile kamuoyunu uzun süre meşgul ettiler. Hatta bu kampanya ırkın gelişmesini kısa süre etkiledi bile.Ancak Alman Çoban Köpeği bu haksız karalama kampanyasına gereken cevabı vererek popülaritesini yeniden kazanmasını bildi.İngilizler'de köpeğin kendi sınırları içerisinden Alsatian adlı yöreden dünyaya yayıldığını belirterek köpeğe sahip çıktılar ve köpeği Alsatian olarak çağırmaya başladılar.
Alman Çoban Köpeği'nin diğer ülkeler tarafından benimsenmesi ve kullanılması 1.Dünya Savaşı ile başlar.Almanya bu savaşta Alman Çoban Köpeklerini geniş bir biçimde savaş köpeği, telefon hattı çekme,cephanelik ve esir kamplarını koruma,kızılhaç köpeği,iz takip köpeği mesaj köpeği olarak kullandı
1899 yılında Max Von Stephanitz Karlsruhe kentindeki bir şovda  orta boyda gri-sarı renkte bir köpek dikkatini çekti.Bu köpek uysal.güçlü,dayanıklı bir görünüme sahipti.Bu köpek "Hektor Linksrhein" idi.Stephanitz bu köpeği satın alarak adını "Horand Von Grafrath" olarak değiştirdi.Birkaç hafta sonra 22 Nisan 1899 yılında Stephanitz , Arthur Meyer ve dokuz arkadaşı ile birlikte bugün de dünya'nın en köklü ve en kapsamlı köpek kulubü olan aynı zamanda Alman Çoban Köpekleri'nin seceresini tutan "Verein Für Deutsche Schaferhunde" (SV) kurdu ve "Horand von Grafrath" SZ1 secere numarası ile kaydedilerek ilk Alman Çoban Köpeği ünvanını aldı.Stephanitz ölüm yılı olan  1936 yılına kadar bu kurumun 37 yıl başkanlığını üstlendi.

Rin-Tin-Tin 24 ayrı filmde başrol oynayarak ırkın tanınmasında   oldukça önemli bir pay sahibi oldu.Rin-Tin-Tin 8 Ağustos 1932 yılında 14 yaşındayken öldü.Bu gün de Rin-Tin-Tin'i Red Kit'in dostu Düldül'ün belalısı olarak izlemekteyiz.   Rin-Tin-Tin  kariyerinin doruğunda iken haftada 20.000 adet mektup aldığınıda burada belirtelim.
Savaş sonrası ise Almanya'da yeni kanlar  adını duyurmaya başladı.Bu köpekler   ileride büyük rol oynayacak "Axel Von der Deininghauserhide - Rolf von Osnabruecker land ve Hein v.Richterback idi.
Daha sonraki yıllarda ise "Quanto Wienerau" Canto Wienerau" " Mutz vd Pelztierfarm" ve "Marko v Celler Land" adlı köpekleri görmekteyiz.Quanto kendinden sonra gelecek olan ırklara orta boy,düşük yapı,güçlü kemik ve baş ve ön bacaklar,gibi özellikler aşıladı "Lasso di val Sole" ve "Dick Adeloga"  kendisinin oldukça meşhur oğullarıdır.Quanto serisi ileride "Uran v Wildsteiger Land" ile devam etmiştir.Canto yalnızca dört yıl yaşamasına rağmen Almanya'da büyük yankılar uyandırdı.Yapısı ,enerjisi,show köpeği olarak güzelliği  ile diğer ülkelerin ısrarla sahip olmak istediği bir köpek oarak adından çokça bahsettirdi..Meşhur oğullarından "Canto Arminius" ise çok önemli bir yere sahiptir..
18.Yüzyılın ortasında bu ırkın tarihsel anlatımını bitiriyoruz.Alman Çoban Köpeği 1899 yılındanbu  günümüze kadar değerini yitirmeden insanların beğenisini kazanmaya ve ihtiyaç duyduğumuz alanlarda  bize yardımcı olmaya devam etmektedir.

OLMAK YADA OLMAMAK

      İnsan bir şey olmalı veya bir başka deyişle olmak istediği şeyin içinde kaybolmalı,en ufak bir sinek üzerinde çalışıyorsa bile sinek olmalı adeta veya başlamamalı,hani bir laf vardır ya  en kötü karar,karasızlılıktan çok daha iyidir,insan kararsız olmamalı,bir kere karar verdimmi o yolda gemileri yakmalı ve gereğini yapmalı,başarmak veya başaramamak ayrı bir konu,olur veya olmaz,insan üzerine düşeni yapmalı ve tevekkül edip gerisini allaha bırakmalı,biz üzerimize düşeni yapacağız,çünkü yaratan biz değiliz,yaratıcı tekdir ve o karar verir.
      Bazı insanlar işe başlamadan mazaret üretmeye başlıyor veya işe başlayıp olmayacak diye işi yarım bırakıyorlar,belkide işin sonuçlanmasına bir adım daha kaldı ve o adımı atmadığı için başarısızlıkla sonuçlanıyor,işin daha kötü tarafı,bu başarısızlık genelleştiriliyor ve diğer insanlarında denemesine mani oluyorlar.
      Yaratan bile duada ısrarı seviyor ve istiyor,insan istiyorsa azmetmeli ve ısrar etmeli.

20 Şubat 2012 Pazartesi

O olmak mı? Onun gibi olmak mı?

       Bir gençlik hevesinden veya bir hevavü heves den bahsetmiyorum.İnsanın mutlaka bir ideali vardır olmak istediği veya ulaşmak istediği birisi illaki verdır,ama insanların çoğu bunu söylemekten çekinir veyahut da sırrı bozulur diye kimseye söylemez ama içinde bir idolu,bir hero su bir kahramanı vardır.Burada karışan onun yerinde olmak istemek mi,yoksa bulunduğunuz yerde onun kişiliğine veya  bir başka deyişle onun davranışlarına sahip olmak mı?İşte bence önemli olan nokta bu.
       Onun yerinde olmak isterdim.Bunu çokca duyarız ama bu kelime bana göre fazla düşünülmeden direkt söylenen bir kelime ki yarın daha iyisini görse veya haleti ruhiyesine göre başka birisi içinde onun yerinde olsam denecektir,diyecektir,burada düşünülmesi gereken onun yeri her açıdan iyi mi acaba veya onun yerinde olmak senin için hayırlı mı acaba.Buralar,bu noktalar önemli üzerinde düşünün
       Onun gibi olmak,kişi bazı emarelerinin, kahramanı veya idolündeki gibi olmasını isteyebilir,işte bu noktada kuantum,psikoloji,tecrübe devreye girer olur mu?ben bilemem sizin ne kadar istediğinize bağlı onun gibi olabilmek,yıllardır araştırılan ve tartışılan bir konu da yine bu nokta da devreye girer kişilik kopyalanabilir mi?Sizce?

17 Şubat 2012 Cuma

Vicdanı Sızlatan Mektup

Sahibim , o benim , Bonnie, bu mektubu yazan senin aşkın .

      Ben hayvanlar cennetindeyim . Arabayla seyate çıktığımızda , durdun ve dedinki ; hadi bonnie dışarı , bende hemen arabadan atladım , sende arabanın kapısını kapatıp arabayı sürmeye başladın . İlk başta düşündüm'ki beni korkutacaksın , araba uzaklaşıp görünmemeye başlayınca , anladımki beni yalnız başıma bıraktın . O an içime korku girdi ve üzülmeye başladım . Hemen senin peşinden koştum , ama seni yakalamak imkansızdı . Gittiğin yönden yürümeye başladım ; Nereye gittiğini bilmeden . Gittiğin yönden giderken bana bir araba çarptı ve ben çukur boşluğuna savruldum ; Farkettimki hiç biyerimi hareket ettiremiyorum . Evet şimdi orda kıvranmış acılar içerisinde yatıyorum , o ağrılarımla seni çağırdım , ama sen çok uzaklaşmıştın .sen ise sehatine doğru yol aldın .
    Uzun saatler acılar içinde geçti , evet ölüm geldi ve beni götürdü .Şimdi hayvanlar cennetindeyim .Kalbim öyle kırıldı'ki , acılar içinde . Lütfen bana söylermisin , bunu bana niye yaptın ? Beni o kadar az mı sevdin ?
Benim gibiler burada çok , aileleri sokağa bırakmış , burda hepsinin kırık bir kalbi var .
Seni ve beni yaratan allah ,seni affetsin . Seni o kadar çok seven bonnie

yazan : Eva-Maria Fischer-Popaj , Bad Homburg

16 Şubat 2012 Perşembe

Hayvanlar Aleminden insanlara Vicdan Dersi

      Bu resmin altına bence yazılacak çok şey olduğunu sanmıyorum resim herşeyi açık açık anlatıyor, ama benim herzaman söylediğim bir dileğim var onu burada yinelemek istiyorum bu fotoğraf vesilesi ile,sokaktaki o vefakar dostları pis,mikroplu,sırnaşık deyip itip kovalamıyalım,kovmayalım onları, o sırnaşıklığın sebebi onların sevgiye çok ihtiyaçlarının olmasıdır.Umarım herkes bir gün bir köpek sahiplenir ve onun hayatında fark yaratır..
      Yukarıdaki resimin hikayesine gelince, Tayland'da sel felaketinde çekilmiş bir fotoğraf bu, bir maymun köpeğini kurtarıyor, ama aynı zamanda insanların yardım kolilerinden taş çıkıyor.Daha bir şey söylemeye gerek var mı?

Dost Yürekli Köpekler

İyi tanı,dost yürekli köpeği
Onlar bize,birer sevgi meleği
Doğru dürüst ödenmezken emeği
"it" deyip de,itiverme onları

Kovulsada dövülse de gücenmez
Güzelliğe, zenginliğe özenmez
Hakkı yense,arkamızdan söylenmez
"it" deyip de itiverme onları

Hangi canda oluyor ki böylesi
Birbirinden vefalıdır cümlesi
Pek şirindir,olmasa da gülmesi
"it" deyip de, itiverme onları

Sabır onda, cefa onda, bilmeyiz
Yüreciği, denizden de tertemiz
Onlar ile güvenlidir beldemiz
"it"deyip de, itiverme onları

Utanacak birşeyleri bulunmaz
Duyduğunu, başkasına duyurmaz
Emirleri, kuyruğuna buyurmaz
"it" deyip de,itiverme onları

Örnek alsak, sadakati onlardan
Kurtuluruz, belki kötü huylardan
Çektikleri, hep de gaddar kullardan
"it" deyip de itiverme onları





Griffon


        M.Ö. 3. binden itibaren Mezopotamya, Suriye ve Mısır sanatlarında rastlanan karışık yaratıklar tanrıların insan şeklinde görülmesiyle ortaya çıkarlar. Tanrısallıklarını vurgulamak için doğaüstü bir şekilde gösterilirler. Yeryüzü ve gökyüzünün en güçlü hayvanlarının birleşimiyle oluşurlar ve dayanılmaz bir güce sahiptirler. Grifon da bu yaratıklardan biridir.Aiskhylos’un ‘Prometheus’unda ve Heredot Tarihi'nde sözü geçen bu efsanevi varlığa Yunanca’da gryps denir. Hyberboreliler ülkesinde İskitlerin elinde bulunan kutsal altınlara bekçilik eden grifonlar tek gözlü Arimaspes tarafından saldırıya uğrar. Aiskhylos, ‘havlamaz, uzun gagalı, kanatlı köpek’ olarak tanımladığı grifonların Apollon’un ve diğer tanrıların takipçileri olduğunu yazar. Cteias’a göre kırmızı göğüslü, siyah kuştüylü grifonlar, Hindistan dağları üzerinde bulunan saklı hazineyi korurlar. Ayrıca grifon Yunan'da Nemesis’le birleştirilir ve Dionysos’un şarap çanağının muhafızıdır...

         Hayali bir varlık olan grifon, kanatlı veya kanatsız aslan vücuduna, genellikle kartal olan büyük kuş başına, gagaya ve at veya eşek kulağına sahiptir. Korkulan, saygı duyulan, asil, uyanık, hızlı, güçlü ve sadık gibi iyi nitelikleri yanında günahkar, yırtıcı, hasis, vahşi, obur ve gaddar gibi olumsuz özellikleri de vardır. Diğer karışık hayvanlar gibi yaşayıp, çocuk yetiştiren ve ölen grifon kanatlarıyla kuş gibi uçup dört ayağıyla da yürüyebilir. Diğer bir çeşidi insan vücutlu, kuş başlı ve kanatlı grifon-demon’dur... 

        Grifonun ana yurdu Mezopotamya’dır ama Giritlilerin dini tasvirlerinde, Miken’de ve Yunan dekoratif sanatlarında ve Mısır’da, İran’da, Anadolu’da ve Suriye’de önemli bir şekilde yer alır. Mezopotamya’da kuş benzeri memeli hayvanlar M.Ö. 4. binden beri bilinir. Uruk ve Cemdet Nasr dönemlerine ait olan Susa’dan silindir mühürler arasında bilinen tek grifon erkek aslan yelesiyle bir kuş kafasına sahiptir ve bu dönemin diğer yaratıkları gibi iz bırakmadan kaybolmuştur. Ur’dan bir silindir mühürde Akad’ların tahta tekerlekli savaş arabasında hava tanrısı görülür. Buradaki kanatlı, kuyruklu ve ateş tıslayan ejderha pençeli yaratık Asur İmparatorluğu’nun sonuna kadar hava tanrısının yanındadır. Grifon savaş arabasını çeker ama savaşçı bir tip değildir.
Orta Asur sanatında çok popüler olan grifon–demon M.Ö. 883-859 yılları arasında hüküm süren Asurnasirpal’in sarayının özel kısımlarında kabartmalarda görülür. Nimrud’dan bir taş rölyefte grifon-demon temizlik için elinde bir kova ve kozalak taşır. Kabartmanın ortasındaki yazıtta kralın fetihleri yazılıdır. Asur saraylarının duvarlarında ve mühürler üzerindeki bu grifon-demon kutsal ağaçta bulunan hayati gücün korunmasıyla görevlidir. Bazen kral Tukilti-ninurta’nın mühründe olduğu gibi bu görevi krala nakledip onun arkasında durur. 3. Tiglatpleser’in (M.Ö. 744-727) Suriye’de saraylar yaptırmasından sonra Asur duvar resimleri Kuzey Suriye sanatından izler taşır. Resimlerde ve kabartmalarda kapılarda muhafız yaratıklara yer verilir. Grifon ve grifon-demon muhafız görevini ellerinde tutmalarına rağmen daha az önemli durumlarda da -süsleyici unsur olarak- bulunurlar. Bu yaratığın Asur’da görevi açıkça anlaşılmadan önem kazanır. Asur’dan bir mühürdeki beş grifondan biri çift kartal başlıdır ve ateş solur. Diğer çift ayaklarıyla onların kanatlarını kaldırır. Dik duran komşu çift ise kanatlı bir güneş diskini kalkık kollarıyla desteklerler. İçlerinde yalnızca çift başlı yaratık insan vücutluyken (grifon-demon) diğerleri aslan vücutludur...

Passat World









Volkswagen dünyasının lokomotifi olan passat modelinin ilk çıkışından günümüze kadar gelen evreleri.Sırasıyla ;
Passat B1
Passat B2
Passat B3
Passat B4
Passat B5
Passat B5.5
Passat B6
Passat B7

14 Şubat 2012 Salı

Anlar



Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim. 
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine. 
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum...
Ölüyorum...

Jorge Luis Borges

Sevgililer günü ve Dost

       Benim adım Dost,kimi zaman sizleri koruyup,kollayan,kimi zaman eğlenceli vakit geçirmenizi için binbirtürlü oyunlar yapan kimi zaman gözyaşlarınıza ortak olan hatta sizinbize yaptığınız tüm kötülükleri görmezden gelen sevginin diğer adı olan dost.Terk edilmiş arkadaşlarım var hepsi biranlık heves uğruna alınıp sonra işe yaramayan bir çöpmüş gibi sokağa atıldılar barınaklara  bırakılıp ölüme terk edildiler .Ben sahibinin yaptığı onca zulme rağmen onun için gözyaşı döken sokağın korkunç karanlığına aldırmadan yalnızca eski evi için gözyaşı döken sokağın korkunç karanlığına aldırmadan yalnızca eski evi için gözyaşı döken dostlar tanıdım.Bugün siz insanlar için önemli bir günmüş Sevgililer günü diye duydum.Aslında ben her sene bu ay geldiğinde gözyaşı döküyorum.Birçok dostum sevgililer günü diye adlandırılan bu günde  tıpkı bir obje gibi kullanıldı,satıldı,sevgililer günü dediniz ama onların hayatını mahvettiniz,sevgililer günü dediniz,sevginin adını kirlettiniz.Şimdi ben size yalvarıyorum.Ne olur bu gün beni ve arkadaşlarımı bilinçsiz insanlara kurban vermeyin.Ne olur bugün sevgi adına bir şeyler yapmak istiyorsanız petshoplara girmeyin,barınaklarda sizleri bekliyoruz dört gözle ,bizler sevilmeyi  bekliyoruz.Hiçbir insanoğlu karşılıksız sevgiyi size yaşatmaz ama bizler sizlerin yıllardır dostunuz olan bizler karşılıksız sevginin en büyük isimleriyiz.
        Lütfen...Bugün bizi haketmeyen insanlara verip harcamayın,hakedenlerede barınaktaki arkadaşlarımızı sahiplenip hediye edin,onlarında ömürlük yuvaları olsun...

Takıntılar

     İnsanların takıntıları vardır am ben burda sosyal takıntılardan bahsetmek istiyorum.En büyük sosyal takıntılardan birisi seçim zamanı geldiğinde parti takıntısı,evet bazılarında çeşitlilik göstersede bu takıntı insanlarımızda ne yazıkki var olan bir takıntı şekli.Nasıl olduğunu anlatayım,toplum içerisinde benim babam,dedem yıllarca bu partiye oy verdi deyip hala o partiye oy veren bireylr var,bu adamlar bu işi yapabilirmi,partinin gösterdiği aday bu potansiyele sahip mi?değil mi?onu ilgilendirmez çünkü takıntılı .Birde buna benzer lider takıntısı var parti liderini beğeniyor ve o partiye veriyor,yine onun bölgesindeki aday onu ilgilendirmiyor,çünkü takıntılı.Bir başka takıntıların popüler olduğu bölüm,marka takıntısı,bu diğerinden farklı ama daha yoğun olan bir takıntı yakışıp yakışmamasından daha önemlisi o marka olacak,yoksa onlara göre olmassa olmazı o marka onların,buna örnek araba,giyim,restaurant...vs.
     İnsanın takıntısı illaki olabilir ama bunları aşabilmeli etrafına farklı göz ile objektif bakabilmeli insan,yoksa takıntılarla aynı şeyleri yaşar ve aynı şeyleri elde eder.

3 Şubat 2012 Cuma

Köpek ve Rottweiler Sevgisi

      Çocukluğumda dahil allahıma  şükürler olsun,hiç hayvansız kalmadım,kedim oldu,köpeğim oldu,annem benim için tavuk baktı,civciv baktı,yani anlıyacağınız hiç hayvansız kalmadım.Hayvanları çok seviyorum ama illa seç denildiği zaman köpekler bende ayrı bir yere sahiptir.Köpekleri çok seviyorum,bilirsiniz sahibinin arkasından 2 hayvan ağıt yakar,biri köpek diğeri at'tır.Köpekler vefalı sahibine aşırı bağlı ve bölgesini korumada aşırı duyarlı bir hayvandır,sevgisi zaten anlatılmaz.Sırf köpekleri sevdiğim için facebookta grub dahi kurdum http://www.facebook.com/groups/kopegimveben/ köpekleri çok seviyorum am illaki onlardanda bir tanesi derseniz Rottweiler derim.
        Rottweiler öyle bir köpek'ki o anlatılamaz,ancak yaşanır,bazıları diyordur,ya rottweiler itici,hatta katil adamı yer onlar diyenler olacaktır,başta dedim ya o anlatılmaz ancak yaşanır,işte bu yüzden.Rottweiler öyle duyarlı ve sezgileri kuvvetli bir köpekki sizin gözünüzden ne diyeceğinizi anlar,benim Rottweiler köpeğim var şu anda 18 aylık erkek bir Rottweiler adı Rocky.Rocky benim gözümden ne demek istediğimi anlar bu koca dev o kadar yumuşak ve duyarlı bir köpek ki ama uzaktan bu 51kg'lık devi görünce bir de o tarafa bakınca diyor ki buna bakılır mı?Ama o dev köpek o kadar şefkatli ve yumuşak bir köpek.Köpekler hep duyarlı ve sevdikleri şeyi bu eşya olur,bir alan olur,kişi olur,mutlaka korur ama Rottweiler başka bir koruma iç güdüsüne sahip.Onun önceliği sizsiniz,Rottweiler sizi hep öncelikli tutar,nankörlük ve vefasızlık onun kitabında yoktur...
        En büyük dileğim illa ki Rottweiler demiyorum ama mutlaka bir köpek sahibi olması...O köpeklere bir yuva olması,barınakta veya sokak köpeğide olsa hakir görmeden onun veya onların hayatında bir fark yaratması bu benim dileğim,inşallah gerçekleşir...